26 Kasım 2009 Perşembe

Vectomega'nın diğerlerinden farkı çoktur.

Her "omega 3" içeren ürün aynı değildir:















Bioidentical to Salmon EFA

30 Ekim 2009 Cuma

Omega 3lerin emilimleri arasında ne fark vardır? Omega 3 miktarı yüksek olanlar daha mı çok emilir?

Fosfolipidler hücrelerin doğal yapısında mevcuttur. Triaçilgliserol (TAG) ise trigliserid demektir (gliserole bağlı biri doymuş, biri doymamış, üçüncüsü ise doymuş ya da doymamış olabilen üç yağ asidi bağlanan bir yapıdır). Aralarındaki en temel fark önce emilimlerinden, sonra da dokulara omega 3 taşıma kapasitelerinden gelir: en düşük omega 3 taşıma kapasitesi triaçilgliserol yapıda olan preparatlarda, en yüksek omega 3 taşıma kapasitesi de fosfolipid yapıdadır (Vectomega).
Yukarıdaki şekille (büyütmek için üzerine tıklayınız) açıklarsak, standart ürünler daha bağırsaktan emilirken %90 kayba uğruyor, hücre içine de emilebilen 10 birimin ancak %8'i geçebiliyor.
Yani 1000 mg (1 gram) standart bir ürün içildiğinde, bunun hücre içine ulaşabilen miktarı 8 mg civarındadır.
Bu da göstermektedir ki, ürünün içerdiği miktardan önce, içerdiği omega 3'ün yapısı ve vücutta emilip dokulara yüksek miktarda ulaşması önemlidir.


Vectomega, standard balık yağı preparatlarından 50 kata varan daha yüksek emilime sahiptir.

Vectomega’nın kadınlara özgü faydaları nelerdir?

Omega 3 genel etkisi itibarıyla tüm hücre ve dokuların yenilenmesi üzerine olumlu etkiye sahiptir. Özellikle kalb ve dolaşım sistemi, zihinsel gelişim ve mental sağlık, eklem sağlığı üzerine olumlu etkileri iyi bilinmektedir.

Dolayısıyla kadınlara has yararlarına, gençlikten itibaren bakarsak:
• Hücre yenilenmesi üzerine etkisi dolayısıyla anti aging etki – bunun erkekler için önemsiz olabileceğine kimse ihtimal vermez.

• Üreme sistemi fonksiyonları menstrüasyon (adet görme, regl), gebelik, menopoz kadınların beslenme açısından destek ihtiyacını (omega 3, demir, kalsiyum, folik asid vb. gibi)artırmaktadır. Aynı şekilde, beslenme bozuklukları da anemi, osteoporoz, adet öncesi semptomlar (PMS) gibi birçok rahatsızlığa yol açmaktadır.

o Omega 3, prostaglandin dengesi üzerine etkisi dolayısıyla adet öncesi semptomlarda (Premenstrüel Sendrom), menstrüel kramplarda önemli bir destek oluşturmaktadır.
o Omega 3 hormonal dengenin sağlanması ve rahime kan akımının düzelmesi bakımından gerekli olduğundan, gerek gebelik öncesi, gerekse bebeğin gelişimi üzerine olumlu etkisinden dolayı hamilelik sürecinde de önerilmektedir.
o Gebelik sürecinde omega 3 kullananlarda doğum sonrası (post partum)depresyon da daha az görülmüştür.
o Ayrıca daha önce de bahsettiğimiz gibi, omega 3 gebelikte preeklampsinin ve erken doğumların önlenmesinde yarar sağlamaktadır.
o Yine daha önceki yazılardan hatırlayacaksınız: omega 3, bebeğin zekâ gelişimi üzerinde de belirgin bir etkiye sahiptir.
o Menopoza bağlı sıcak basması, duygusal dalgalanmalar gibi semptomları belirgin ölçüde azalttığı gözlenmiştir.

• Kalb ve damar hastalıklarından korur – bu risk de tıpkı osteoporoz gibi menopozdan sonra daha da artmaktadır- trigliseridleri düşürmesi, HDL kolesterolü yükseltmesi, damar tıkanıklığı riskini azaltması klinik olarak bilinmektedir.

• Omega 3 tüketimi yüksek olanlarda osteoporoz riskinin düştüğü görülmüştür.

• Meme kanserine yakalanma riskini azalttığını gösteren çalışmalar vardır.

Ancak omega 3 preparatları arasında farklar vardır, hepsinin emilim ve vücutta yararlanım miktarının eşit değildir ve balıkyağı kapsüllerine kıyasla Vectomega 50 kat daha iyi emilime sahiptir.

26 Ekim 2009 Pazartesi

Sınav döneminde beslenmek...

Blog izleyicilerimizden biri “Çocuğum Vectomega kullanıyor, yine de sınav döneminde beslenme konusunda ne önerirsiniz” diye soruyor.
İncelediğimiz kaynaklardan özetlersek:
• Sınav günü diye, yediklerinin miktarını değiştirmeyin (daha az ya da çok yemesin).
• Şekere yüklenmeyin – enerjiyi hızla yükseltse de aynı hızla düşeceğinden yararı yok.
• Bol su içsin – bunu zaten alışkanlık haline getirmekte yarar var. Hatta sınavda yanında su bulunsun.
• Kafein ve guarana içeren ürünler uyarıcı etki yapmakla beraber, bir noktadan sonra sinirlilik – huzursuzluk yapabilir ve uyku düzeni bozulabilir. Miktarını sınırlamakta yarar var.
• Sınav öncesinde veya sınav aralarında biraz fiziksel aktivite – uzun uzun gerinmek, birkaç kere çömelip kalkmak gibi basit hareketler bile – kan dolaşımını artırmak, stresi azaltmak gibi faydalara sahiptir.
Bunlardan başka, kahvaltıda aşağıdaki seçenekler karbonhidrat, vitamin – mineral bakımından ihtiyacını karşılayacaktır:
• Az yağlı/Yağsız süt ve üzerine birkaç badem veya ceviz ile doğranmış meyve ilave edilmiş kahvaltı gevreği
veya
• Tam buğday ekmeği içine az yağlı peynir ve domates ile yapılmış bir sandviç veya tost beraberinde meyva suyu (doğal veya bir küçük hazır meyve suyu)

Günboyu sonrası içinse, ara atıştırmalar ve yemekte enerjisini koruyacak, beyin fonksiyonlarına ‘yakıt’ sağlayacak gıdalar yardımcı olur:
• Yağsız et, ton balığı (konserve) ya da az yağlı peynir ile salata ilavesiyle hazırlanmış sandviç veya dürüm
• Meyve karıştırılmış az yağlı/yağsız yoğurt
• Taze veya kurutulmuş meyve ya da bir miktar fındık, ceviz veya badem
• Tam buğday ekmeğinden az yağlı peynir ve domates ile yapılmış tost/sandviç.

Tüm çocuklara zihin açıklığı ve başarılar dileriz.

EDİTÖR

15 Ekim 2009 Perşembe

Vectomega çevre kirliliğinin zararlı etkilerinden korunmak için kullanılır mı?

Çevre kirliliği, özellikle de partiküler maddelerin sağlığımız üzerinde birçok olumsuz etkisi vardır.
Partiküler maddelerin (PM; havada veya sularda asılı duran katı veya sıvı parçacıklar olup, tanımlamak için genellikle yanlarına çapları da yazılır: örneğin PM 2.5: çapı 2.5 mikrometre olan partikül demektir) tetiklediği sağlık sorunlarının başında enflamasyon (iltihap;yangı) ve oksidatif stresin (savunma sistemimizin, antioksidan etkiyle vücudumuzdaki zararlı oksijen radikallerini uzaklaştıramaması halinde ortaya çıkan durum) geldiğine inanılmaktadır.

Omega 3 alımının artırılmasının antienflamatuar etkileri bilindiğinden, PM’lere maruz kalmayla bağlantılı kardiyak değişimlere karşı koruyabileceği konusu araştırılmış.
Çıkan sonuçlar, çevre kirliliğinin tetiklediği oksidatif strese bağlı olumsuz etkilerin omega 3 desteği ile düzeltilebildiğini göstermiştir.

Environmental Health Perspectives, Sept. 2009

14 Ekim 2009 Çarşamba

Omega 3 meme sağlığı açısından da önemli

Amerikan Klinik Beslenme Dergisinde (Am J Clin Nutr) geçen hafta -5 Ekim 2009-yayınlanan bir araştırma sonucuna göre omega 3 yağ asitleri selim fibrokistik meme değişiklikleri ve meme kanserine dönüşecek şekilde gelişmelerine karşı koruyucu etkiye sahiptir.

Araştırmaya farklı hastalık (proliferatif ya da olmayan fibrokistik olgular ve meme kanseri ) gruplarından toplam 581 ve kontrol grubunda da 1,030 kadın alınmıştır.
Hücre EPA düzeyi en yüksek olanlarda fibrokistik meme hastalıkları gelişme riski %67, meme kanseri gelişme riski %49 daha düşük bulunmuştur.


Am J Clin Nutr, 2009; 89

13 Ekim 2009 Salı

Hiç "mood"umda değilim...!

Kim bilir kaç kere duymuşuzdur bu ifadeyi... "Mood"unda veya 'havasında' olmamak, bir duygudurum bozukluğudur.
Bipolar bozuklukta omega 3 destek tedavisinin sonuçları Stoll ve ark. tarafından yayınlandıktan sonra, bu konuda birçok araştırma yapılmıştır.

Massachusetts Hastanesinden Dr.Marlene Freeman,bu alanda araştırmaların devam etmesinin gerektiğini ve incelediği iki meta-analizin, plasebo kontrollü çalışmalarda omega 3'ün istatistik olarak anlamlı bir etkinliği olduğunun gösterdiğini belirtmektedir.

Kadınlardaki, özellikle de gebelik öncesi ile süresince ve doğum sonrası dönemdekilerde duygudurum bozukluğu ile ilgilenmekte olan Dr.Marlene Freeman, klinik olarak kanıta dayalı bu gibi destek tedavilerin, anne ve bebeğin güvenliği açısından önemli olduğunun altını çiziyor.

PSYCHIATRY WEEKLY

25 Eylül 2009 Cuma

Omega 3 yaşa bağlı körlükten koruyor mu?

ABD ve İsveçten bilim adamlarının çalışma sonuçlarına bakılırsa evet.

Retinopati, gözün ışığa duyarlı bölümü olup, göz sinirlerinin "görüntü"yü aldıkları bölümdür: prematüre retinopatisi (erken doğan bebeklerde ortaya çıkabilen ve körlüğe kadar gidebilen), diyabetik retinopati (şeker hastalığına bağlı olarak kan damarlarının şişmesi ve sıvı sızdırması ya da damarların retina yüzeyine doğru anormal büyümesi) ve yaşa bağlı görme noktasında bozulma (maküla dejenerasyonu) gibi üç tipinde omega 3'ün yararlı olabileceği görülmüştür.
Bugün yaşa bağlı maküla dejenerasyonu, Amerika'da ilerleyen yaşlardaki görme kayıplarının ana nedenidir.

Araştırmacılar "eğer insanlarda yapılacak klinik çalışmalar da bizim bulgularımızı desteklerse, milyonlarca insan bu maliyeti uygun yöntemden yararlanabilir" demekteler.

Omega 3 yağ asitleri, kan damarlarının aşırı şekilde büyümesini - ki bu retinopatilerin temel nedenidir - önleyen "biyolojik mediatör"ler (biyolojik cevapların ortaya çıkmasını sağlayan ve vücudun ürettiği kimyasal maddeler - Bkz. aşağıdaki linkler) içermektedir.
Tam tersine, omega 6'nın fazla olmasının retinada anormal damar büyümesini körüklediği ve diyette omega3'ü artırıp, 6'yı azaltmanın durumu düzelttiği görülmüştür.

Retina vücutta omega 3 konsantrasyonunun en yüksek olduğu dokulardan biridir ve bu çalışmada, alınan omega 3 miktarında %2lik bir artışın bile retinopatinin şiddetini %40 - 50 oranlarına kadar düşürebildiği gözlenmiştir.

Aşağıdaki linklerde çalışmayla ilgili detaylar İNGİLİZCE olarak yer almaktadır:
Yaşa bağlı körlükten korunmak

American Journal of PATHOLGY

Sağlığı korumak, kaybedip bulmaya çalışmaktan daha kolaydır.

Hepimizin bildiği bir gerçek: "kaybetmeden kıymetini bil" klişesini çok duymuş ve kullanmışızdır. Ama uygulamaya gelince, sınıfta kaldığımız belli: ilaç tüketimi verileri bunu gösteriyor.
Klasik "sigara içme - beslenmene dikkat et - düzenli bir hayat sür - stresten kaçın" öğütleri doğru ve haklı.....ancak çeşitli nedenlerle, bazen de zorunluluklar yüzünden bunlar yapılmıyor.
Günümüzde, yaşam tarzındaki değişiklikler, çevre kirliliği ve sağlıksız tarım-hayvancılık uygulamaları dolayısıyla ihtiyacımız olan besin maddelerini de yeterli şekilde alamıyoruz: doğadan soframıza taze gelebilenler azaldı.... doğadan soframıza gelebilenlerin kompozisyonu da eskisi gibi değil.
Buna en güzel örnek omega 3:
Vücudumuzda yapılamayan ve dışarıdan alınması gereken bu besin unsuru, organ ve dokuları oluşturan hücrelerin temel yapı taşlarından biridir: büyüme ve gelişme, kalb - damar sağlığı, romatizma gibi iltihabi hastalıklardan korunmak, beyin ve sinir sistemi sağlığı, hatta kanserden korunmak açısından önem taşımaktadır.
Somon balığı, uskumru gibi yağlı ve soğuk deniz balıkları omega 3 bakımından zengindir; ancak ağır metal barındırmıyor olduklarından emin olmak ve haftada 3-4 öğün, kızartma yapmamak koşuluyla tüketmek gerek.
Yumurta, bazı süt ürünleri, et ve bazı yeşil sebzelerde de bulunur, ancak hayvanların doğal olarak beslenmek yerine, yem ve tahılla besleniyor olması omega 3 - omega 6 dengesini sağlığımızı olumsuz etkileyecek şekilde bozmaktadır.

Günümüz koşullarında neredeyse herşeyden omega 6 (ki fazlası vücutta iltihabi reaksiyonları körüklemekte ve depresyon, osteoporoz, trombotik inme, aritmi gibi durumlarla ilişkilidir) almakta olduğumuzdan, bu dengeyi olması gereken düzeye getirebilmek amacıyla omega 3 desteğine ihtiyaç duyulmaktadır.

Vücudumuzun sağlık ve onarım sürecinde hücrelerimizin yenilenmesi sırasında, omega 3 eksikliği nedeniyle omega 6'nın yer almasını "evimizin yıkılan duvarını el bombasıyla onarmaya çalışmak" benzetmesi, omega 3'ün önemini açıkça anlatmaktadır.

22 Temmuz 2009 Çarşamba

Gebelikte omega 3 kullanmanın yararı nedir?

Gebelik sürecinde doğru beslenme, hem annenin hem de doğacak bebeğin sağlığı açısından çok önemlidir.
Omega 3 dengeli bir gebelik beslenme planında “olmazsa olmaz” unsurlardan biridir: bu bebeğin özellikle zihinsel ve fiziksel gelişimi için önemliyken, annenin preeklampsi ve doğum sonrası (postpartum) depresyon riskini azalttığı belirtilmektedir.
Bebeğin anne karnında gelişim sürecinde özellikle beyin, retina (gözün ağ tabakası) ve sinir sisteminin gelişiminde omega 3ün rolü büyüktür. Fetus bu ihtiyacını her durumda karşılamaya yöneleceğinden, eğer diyetle yeterli omega 3 alınmıyorsa, annenin vücudundan tüketmeye başlayacaktır. Araştırmacılar omega 3 depolarının ağırlıklı olarak beyinde olduğuna ve böyle bir durumda annenin beyin hücrelerinde %3’e varan bir kayıp olabileceğine inanıyorlar.
Hamile sağlığı açısından, omega 3
Ø Preeklampsi (proteinüri, ödemler ve hipertansiyon belirtileriyle karakterize gebelik toksemisi durumu ) oluşması riskini azaltır.
Ø Doğum sonrası (postpartum) depresyon riskini azaltır.
Ø Erken (preterm) doğum olasılığını minimize eder.


Vectomega fosfolipid yapısıyla ve üretim teknolojisi dolayısıyla saflığı, ayrıca A vitamini içermemesi gibi özellikleriyle, gebelik döneminde omega 3 gereksinimini karşılamaya çok uygun bir besin desteğidir.

J. of Perinatal Medicine

13 Temmuz 2009 Pazartesi

Vectomega'nın hafıza üzerine etkisi var mı?

Beynimizin ~%78'ini teşkil eden suyun ardından en önemli ikinci bileşeni ~%12 ile lipidler (fosfatidiletanolamin,fosfatidilserin,fosfatidilinositol,sfingomiyelin) oluşturmaktadır.
Sinir hücrelerinin (nöron) dışını kaplayan myelin kılıfın ise %70-80 kadarı lipid yapıdadır.

Omega 3 tüm hücrelerin temel yapı taşı olduğundan, fosfolipid yapıdaki TEK omega 3 preparatı olan Vectomega'nın sinir sistemi üzerindeki olumlu etkileri, bu yapı benzerliği dolayısıyla yüksek emilim ve yararlanımdan kaynaklanmaktadır.

Hafızayla ilgili olarak, Boston Tufts Üniversitesinde yapılan bir araştırma, kandaki Omega 3 (DHA komponenti) düzeyindeki artışların demans ve Alzheimer hastalığı riskini belirgin ölçüde düşürebileceğine dair giderek artan bulgulara bir yenisini ekledi.
'Archives of Neurology' adlı dergide yayınlanan bu çalışmanın hemen 1 ay öncesinde, Karolinska Üniversite Hastanesi-İsveç’ten bilim adamları aynı dergide omega 3’ün hafif Alzheimer olgularında zihinsel gerilemeyi yavaşlatabilir olmasına karşın, ilerlemiş durumlarda etkisinin görülmediğini belirtmişlerdir .
Bu sonuçlar,çalışmaya katılanların yaklaşık 9 yıl izlenmesi ve diğer risk faktörleri elimine edildikten sonraki bulgalara dayalıdır.
Omega 3 and Dementia prevention

Alzheimer üzerine omega 3'ün etkinliği konusunda farklı araştırmalarda farklı sonuçlar elde edilmektedir ve bu alanda daha fazla araştırma yapılmasına ihtiyaç vardır.

Yine başka bir araştırmanın sonucuna göre, altı ay boyunca omega 3 desteği kullanılmasının insanlarda yaşa bağlı unutkanlık ve öğrenme yetisi kaybı üzerinde faydalı etkisi vardır: sağlıklı 485 kişi üzerinde, balık yağında bulunan DHA'nın etkisi incelenmiş, bellek ve genel beyin fonksiyonlarında önemli ölçüde artış bulunmuştur.


HATIRLAMAK/UNUTMAK

9 Temmuz 2009 Perşembe

Psikiyatrik rahatsızlıklarda omega 3'ün etkisi

Fiziksel sağlık için omega 3 yağ asitlerinin önemi artık iyi bilinmekte olup, ruh sağlığı üzerine de olumlu etkileri konusunda bulgular artmaktadır.

İki ana omega 3 yağ asidi, EPA (eicosapentaenoic asit) ve DHA’nın (docosahexaenoic asit) merkezi sinir sisteminde önemli biyolojik fonksiyonları vardır.

DHA nöronal membranların önemli bir yapısal bileşenidir ve miktarındaki değişiklik, bu hücre ve reseptörlerde aktif işlevsel değişikliklere neden olur.
EPA’nın da nöron faaliyetleri etkileyen önemli fizyolojik fonksiyonları vardır.

Epidemiyolojik çalışmalar düşük omega 3 alımı ve depresyon arasında bir ilişki gösterirken, biyokimyasal çalışmalar hem depresyon hem de şizofreni hastalarının kırmızı kan hücre membranlarında omega 3 yağ asidi seviyelerinin düşük olduğunu göstermiştir.

Yapılan klinik çalışmalar, hem şizofreni hem de depresyon tedavisinde, birincil olarak kullanılmakta olan ilaç tedavisine omega 3 desteği eklenmesinin olumlu etkileri olduğunu göstermiştir.Bu hastalıklar koroner kalb hastalığı, şeker hastalığı (diabetes mellitus) riskinde artışla da ilintili olduğundan, omega 3 hastaların fiziksel durumu üzerine de olumlu etki yapacaktır.

19 Haziran 2009 Cuma

Hangi omega?

Daha önce yağlı ve soğuk yerlerde yaşayan balıklar ile bunlardan elde edilen omega3'ün, bitkisel kaynaklı olanlara üstünlüğünü belirtmiştik.
Sorulan bir diğer soru da omega3-omega6 arasındaki fark ve hangisinin alınması gerektiği yönünde...onu da burada yanıtlıyoruz:
Omega3 ve 6 vücudun üretemediği, dolayısıyla dışarıdan alınması gereken uzun zincirli,çoklu doymamış yağ asitleridir. Omega 9 ise vücutta doymamış yağ asitlerinden yapılabilir.

Evrim sürecinde insanın gelişimi dengeli (1'e yakın) omega6/omega3 oranı üzerine kurulmuştur. Ancak uzun yıllardır bu denge omega3 aleyhine değişmiş bulunmaktadır-omega6 birçok bitkisel - hayvansal kaynaktan alınırken, omega3 alınabilecek kaynaklar sınırlıdır ve bunların tüketimi de günümüz 'batı' tarzı beslenme alışkanlıklarında çok düşüktür.

Bu beslenme şekli sonucunda omega6 /omega3 oranı ortalamada 15/1 - 16.7/1 gibi olmuş, 30/1 gibi oranlara kadar çıktığı belirlenmiştir.

Bu oranlar ne anlama geliyor derseniz, kısaca HASTALIK demektir:omega6'nın vücudumuzda yapımında rol aldığı maddeler (prostaglandin), romatizma gibi iltihabi (enflamasyon) hastalıklarda da etkendir.
Omega3 ise biliyorsunuz hücre duvarının temel yapı taşı...hücrelerin ve dokuların onarımı, yenilenmesi ve sağlıklı fonksiyonu için elzem.

Meselâ, bu oranın yüksek olduğu hallere kıyasla 4/1 olması durumunda kalb-damar hastalıklarından ölüm oranları %70 düşmüş, kolorektal kanserli hastalarda oran 2.5/1 olduğunda rektal hücre gelişimi azalmış; 5/1 olduğunda astımı olan hastaların, oranın 10/1 olduğu durumdan daha iyi oldukları gözlemlenmiş.

Katıldığım bir toplantıda zayıflama konusunda uzman hekimler de, kendilerine başvuran kişilerde bu oran 4-5/1 civarına gelmeden istenen başarıya ulaşma ve ulaşılan kiloyu korumanın zorluğundan bahsetmişlerdi.

Yani, omega6/omega3 oranı ne kadar düşürülürse, kalb-damar hastalıkları, romatizma gibi birçok kronik hastalığa yakalanma riski de o ölçüde azaltılabilmektedir. Bunun yolu da omega3 takviyesinden geçmektedir.



18 Haziran 2009 Perşembe

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunda Vectomega

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunda(ADHD) omega3'ün faydası bilinmektedir. Fransız araştırmacılar,"fosfolipid yapıdaki omega3 ADHD olgularındaki impulsif (fevri, aklına geleni düşünmeden yapan) davranışların kontrolü üzerinde özellikle olumlu etkisi olacağı"nı düşünüyorlar.
Fransa ve Almanya'da hiperaktif çocuklarda Vectomega'nın etkisi üzerine çok merkezli bir çalışma başlatılması için hazırlıklar yapılmakta.
Bio-Medicine

10 Haziran 2009 Çarşamba

Sık sorulan bir konu :Fosfolipidler ve Vectomega

Fosfolipidler konusu blog okurlarımız tarafından sık sorulmuş bir konu olduğundan, biraz detaylandırdık.
Fosfolipidler tüm biyolojik zarların (membran) yapısında önemli yer tutan bir lipid grubudur (Dört bileşenden oluşurlar; bir veya iki yağ asit grubu, negatif yüklü bir fosfat grubu, bir alkol grubu ve de bunları birbirine baglayan bir omurga. Gliserol omurgalı fosfolipitlere gliserofosfolipit veya fosfogliserit denir. Sfingozin omurgalı tek bir fosfolipit vardır: sfingomiyelin. Hücre zarlarının ana bileşenleri fosfolipitler, kolesterol ve glikolipitlerdir). Hücre zarının seçici geçirgen olmasının sebebidir.Beyin ve sinir hücrelerinde de hayati rol oynarlar.

Günlük metabolizmamız çerçevesinde fosfolipidlerin yaklaşık %10’u yenilenir. Bu yenilenme sürecinde Vectomega önemli bir destek sağlayacak özelliklere sahiptir.

Şimdi bu fosfolipidlere, Vectomega’daki miktarı (%) ve işlevleri / etkileri açısından bir göz atacak olursak:

Fosfatidilkolin veya Marin lesitin (PC): Vectomega’daki miktarı % 68 - Büyüme ve hücresel farklılaşma
[1] veya yenilenmesinde rol oynar. DHA’nın kalp kasına girmesine yardımcı olur. Mitokondrileri[2] oksidatif hasardan koruyarak işitsel ve optik yaşlanmayı azaltır. Karaciğerin yağlanmasını azaltır.

Fosfatidiletanolamin (PE) : Vectomega’daki miktarı % 11 - Fosfatidilkolin ile birlikte sinir hücrelerinin (myelin) koruyucu kılıfının yapımı ile beyin ve omurilik yapısında yer alan, sinirsel iletide önemli rolü olan hücrelerin (Astrocyte) gelişmesine yardımcı olur.

Fosfatidilserin (PS) : Vectomega’daki miktarı % 9 - Tüm membranlarda en yaygın bulunan fosfolipid olup, beynin özellikle hipokampus bölgesini iskemik
[3] ataklardan veya Alzheimer hastalığından korur.

Fosfatidilinositol (PI) : Vectomega’daki miktarı % 5 - Hücresel kalsiyumun düzenlenmesinde rol oynar. Saplantılı – zorlanımlı bozukluk (Obsesif ve kompusif bozukluk), panik ataklar, depresyon, manik depresyon ve Alzheimer hastalığında etkisi olduğu gösterilmiştir.

Sfingomiyelin (SPH) : Vectomega’daki miktarı % 5 - En çok sinir hücrelerinin (myelin) koruyucu kılıfında bulunur. Hücrelerin programlanmış ölüm süreci üzerine etkisi (pro-apoptotik etki) dolayısıyla koroner kalp hastalığı ve kolon kanseri riskini azaltır.

[1] Hücrelerin olgunlaşması veya temel işlevlerini yerine getirebilmeleri için belirli yönde geçirdikleri bir dizi değişiklik.
[2] Hücrenin ihtiyacı olan enerjinin üretildiği yapı.
[3] Lokal kan dolaşımının kesilmesi ve oksijensiz kalmak.

NUTRI-THEMA 7

26 Mayıs 2009 Salı

Vectomega’daki omega 3 ile Keten tohumundaki omega 3 arasında ne fark var?

Çok fark vardır. Temelde her ikisi de omega 3 olarak anılmakla beraber, bileşimleri farklıdır.

Vectomega’da uzun zincirli çoklu doymamış yağ asitleri (DHA ve EPA diye bilinir) vardır. Keten tohumu yağı ise kısa zincirli çoklu doymamış yağ asidi (ALA diye bilinir) içerir.
Üçü de (DHA, EPA ve ALA) omega 3 genel adıyla anılmasına rağmen, vücutta bunlardan yararlanım farklıdır.
Vücudun kolayca ve hızla yararlanacağı DHA , doğal haliyle yalnızca balıkta bulunur.

Vücutta ALA’dan omega 3 alınması, DHA ve EPA’dan alımına kıyasla daha zordur ve daha fazla miktarda keten tohumu almak gerekir. Ayrıca keten tohumunun yutulmadan hemen önce öğütülmesi veya iyice çiğnenmesi gerekir, aksi takdirde içeriğindeki ALA’dan vücut yararlanamaz.

Balıktan elde edilen omega 3 preparatları arasında da fark vardır: elde edildikleri balık, elde ediliş yöntemi (ısıl işlem görmüş mü, balığın neresinden elde edilmiş, taze balıktan mı… gibi).

Vectomega fosfolipid yapıda olduğundan(vücudumuzdaki hücre zarının yapısı da benzer şekildedir) diğer standard balık yağı kapsüllerinden daha iyi emilmekte ve yararlanımı da yüksek olmaktadır.

21 Mayıs 2009 Perşembe

Vectomega ne zaman ve nasıl kullanılır ?

Eğer haftada 3-4 kere çevre kirliliği sorunu olmayan yerlerde yakalanmış, taze ve eti yağlı soğuk deniz balığı (somon, morina, sardalya vb.) yiyorsanız (kızartmamak ve bitkisel[1] yağla pişirmemek koşuluyla!), doğal yoldan omega 3 alıyorsunuz demektir; ancak kalp-damar sisteminizde, eklemlerinizde bir rahatsızlık ya da iltihabi bir hastalığınız, depresyonunuz varsa, omega 3 ihtiyacınız daha da artmış demektir, sadece beslenmeyle karşılayamazsınız.

Besin desteği olarak Vectomega’yı günde 2 tablet almakta fayda vardır. Sağlık durumunuza göre, doktorunuz daha yüksek bir doz da önerebilir.
Omega 3 preparatlarıyla doz aşımı olmaz, ancak içine A, D vitamini takviyesi yapılmış preparatlar veya balık yağı şuruplarında, özellikle A vitamini yüksek miktarlarda zararlı olduğundan, önerilen dozlara dikkat etmek gerekir.

Vectomega’da ayrıca A ve D vitaminleri ilavesi olmadığından güvenle kullanılabilir.

Çocuklarda Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğunda yüksek dozda omega 3 kullanıldığına dair yayın ve çalışmalar mevcuttur.

Vectomega günün herhangi bir zamanında alınabilir. Ama eğer kolesterolü düşürmek (total kolesterolü ve "kötü kolesterol" olarak bilinen LDL kolesterolü düşürür; "iyi kolesterol" olarak bilinen HDL kolesterolü yükseltir) amacıyla alınıyorsa, kolesterol metabolizmasının arttığı gece saatlerinde almak daha iyidir.

[1] Ayçiçek yağı, Mısırözü yağı gibi.

İstavrit değil Somon

Vectomega’nın gebelik ve menopoz dönemlerinde kullanımının yararı var mıdır?

Omega-3 yağ asitleri bebeklerin hem anne karnında hem de doğum sonrası beyin ve retina gelişiminde önemli rol oynamaktadır. Hamilelik ve laktasyon dönemlerinde günlük 200 mg DHA alınması tavsiye edilmektedir.
Yapılan bir araştırmada, gebeliğinin son üç ayında omega 3 alan annelerin bebeklerinde görme duyusu, idrak ve el becerilerinin çok gelişmiş olduğu görülmüştür (ScienceDaily).

Ayrıca, gebelik döneminde depresyon tanısı konulmuş anne adaylarında omega 3 kullanımının depresyon semptomlarının azaldığına dair bulgular da vardır (Kaynak: Journal of Psychiatry - 2008)

Gebelikte omega-3 kullanımının erken doğum riskini azalttığı da gösterilmiştir.

Menopoz döneminde omega-3 kullanımının meme kanseri ve kardiyovasküler hastalık risklerini azaltma üzerine de etkisi bulunmaktadır.

Vectomega, omega-3 ailesinden uzun zincirli çoklu doymamış yağ asitlerini dokulara yüksek oranda taşıyan ilk besinsel destektir.
Vectomega, tablet formuyla omega-3 yağ asitleri, fosfolipid ve peptid hidrolizat içerir ve omega-3’ü dokulara taşıyarak vücudun omega-6 / omega-3 oranını düzenler.

Vectomega, vücuda alındıktan sonra omega-3’ü dokulara vektörizasyon yöntemiyle taşır: Vectomega, DHA/EPA taşıyıcısı olarak fosfolipidleri kullanır, bu sayede biyoyararlanımı diğer omega-3 ürünlerine göre daha yüksektir. Ayrıca fosfolipidler omega-3’ün havayla temas edip okside olmasını da engeller.

20 Mayıs 2009 Çarşamba

Vectomega kilo aldırır mı?

Vectomega, "yağ" formundaki diğer ürünlerden (şurup, sıvı içeren kapsül, vb.) farklı olarak tablet formundadır ve bir tablet 2.7 kcal'dir.

Ayrıca, uzmanlar "kilo vermek için omega 3-omega 6 dengesinin, omega 3 lehine düzelmesi önemlidir" diyorlar.

Bunu destekleyen bir yayında (Journal of Nutrition), doku kültürü üzerinde yapılan bir araştırmada, ileride “tam teşekküllü yağ hücreleri”ne dönüşecek ‘aday’ hücreler (preadipositler), seçilmiş konsantrasyonlarda (25 – 50 – 200 µmol/L) DHA içinde tutulmuş ve görülmüş ki her üçünde de yaşayabilir hücre sayısı azalmış. Araştırmacılar bunu DHA’nın yağ hücrelerinin programlanmış ölümü üzerine etkisine bağlamıştır.

Ayrıca yine görülmüş ki DHA, bu ‘aday’ hücrelerin ileride “tam teşekküllü yağ hücreleri”ne dönüşmesini ve yağ depolamasını – kullanılan doza bağlı olarak- azaltmaktadır.

Bu araştırmaya göre kısaca söylersek, DHA
yağ hücrelerinin ölümünü hızlandırdığı gibi, geride kalanların da yağ depolama kapasitesini azaltıyormuş.
Yani diyet ve egzersiz programlarına destek olacak bir etkiden bahsediyoruz – bir yandan zayıflamaya destek olurken, diğer yandan da genel etkileri dolayısıyla sağlığın korunmasına yardımcı olmak şeklinde...

18 Mayıs 2009 Pazartesi

Fosfolipit yapıdaki omega 3 desteğinden en çok faydalanacak dokular hangileridir?

Profesör JACQUES FANNI : Fosfolipidler insandaki evrensel hücre bileşenleri olduğundan, Vectomega'nın fosfolipit yapıdaki omega 3 katkısından tüm dokuların faydalanacağını düşünüyoruz ama en çok yararlanacak dokular, fosfolipidlerin metabolizasyonunu izlersek, sindirim kanalının iç yüzeyini kaplayan hücreler (enterositler), karaciğer hücreleri (hepatositler), kalp kası ve damar hücreleri, meme dokusu ve son olarak da sinir hücreleri (beyin, omurilik, görme ve işitme sistemi dahil sinirler) olacağını söyleyebiliriz. Ayrıca, inflamatuar durumların (romatizmal hastalıklar gibi - Ç.N.) metabolik kontrolü üzerine etkileri olduğunu da unutmayalım.

13 Mayıs 2009 Çarşamba

VECTOMEGA®nın kalp-damar sağlığı üzerine etkileri nelerdir?

Yapılan çalışmalar omega-3 yağ asitlerinin kullanımı kardiyovasküler hastalık insidansında azalma sağladığını göstermiştir . Omega-3 kullanımı bu faydalarını
  • ventriküler aritmileri önleyerek,
  • trigliserid seviyesini düşürerek,
  • trombositlerin birbirine yapışmasını (agregasyonunu) engelleyerek
  • damar sertliği ve buna bağlı lipid tıkaçları (aterosklerotik plak) gelişiminin önüne geçerek
sağlar.

Vectomega, omega-3 ailesinden uzun zincirli çoklu doymamış yağ asitlerini dokulara taşıyan tablet formunda ilk besinsel destektir.

Vectomega, omega-3 yağ asitleri, fosfolipid ve peptid hidrolizat içerir ve omega-3’ü dokulara taşıyarak vücudun omega-6 / omega-3 oranını düzenler.

Vectomega ile yapılan bir çalışmada, 40 sağlıklı gönüllüye 60 gün boyunca 2x1 Vectomega tablet verilmiş, trigliserid ve total kolesterolde azalma ve HDL seviyelerinde artış gözlenmiştir.

VECTOMEGA®nın diğer omega 3'lerden farkı nedir?

Vectomega, omega-3 ailesinden uzun zincirli çoklu doymamış yağ asitlerini dokulara taşıyan ilk besinsel destektir.
Patentli üretim tekniği (Laboratoires Le Stum tarafından),işlem sırasında ısı ve kimyasalların kullanılmaması Vectomega'yı diğer preparatlardan üstün kılan özellikleridir.
Bazı diğer preparatlar balığın fileto çıkarıldıktan sonra kalan "atık" kısımlarından yapılırken, Vectomega, sadece kafa kısmından üretilir.Kullanılan Atlantik somonları taze olarak -dondurulmadan- işleme tabii tutulur; bu ürünlerin izlenebilirliği ve besin derecesi HACCP prosedürleri ile garanti altına alınmıştır.

Tablet formundaki tek üründür.
Vectomega, tablet formuyla omega-3 yağ asitleri, fosfolipid ve peptid hidrolizat içerir ve omega-3’ü dokulara taşıyarak vücudun omega-6 / omega-3 dengesini düzenler.

Vectomega, vücuda alındıktan sonra omega-3’ü dokulara vektörizasyon yöntemiyle taşır: Vectomega, yağ asidi taşıyıcısı olarak fosfolipidleri kullanır, bu sayede biyoyararlanımı diğer omega-3 ürünlerine göre daha yüksektir. Ayrıca fosfolipidler omega-3’ün havayla temas edip okside olmasını da engeller.



BASINDAN